Bu proje Avrupa Birliği tarafından finanse edilmektedir.
This project is funded by the European Union.
Burcu Yağcıoğlu
1981 yılında İstanbul’da doğan Burcu Yağcıoğlu Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Resim Bölümünde lisans eğitimini tamamladı. Ardından Sabancı Üniversitesi Görsel Sanatlar ve Görsel İletişim Tasarımı bölümünde yüksek lisansını, hemen sonrasında da Goldsmiths Üniversitesi Güzel Sanatlar Bölümünde ikinci yüksek lisans eğitimini bitirdi. Eğitiminin ardından Londra’da yaşamaya devam eden ve 2016 yılında İstanbul’a dönüş yapan Yağcıoğlu’nun pratiği desen, video, kolaj ve resim gibi çeşitli üretim biçimlerini kapsar. Biyolojik ve evrimsel süreçler ve bu alanlar üzerine üretilen bilimsel bilgi ve bunların kültürel izdüşümleri, bilim-kurgusal ve spekülatif bir biçimde anlaşılıp içselleştirilerek onun çalışmalarının temelini oluşturur.
Born in Istanbul in 1981, Burcu Yağcıoğlu completed her undergraduate education at Mimar Sinan Fine Arts University, Painting Department. Then, she completed her master's degree in Visual Arts and Visual Communication Design at Sabancı University, and then her second master's degree at Goldsmiths University Fine Arts Department. The practice of Yağcıoğlu, who continued to live in London after her education and returned to Istanbul in 2016, contains various forms of production such as pattern, video, collage and painting. Biological and evolutionary processes and scientific knowledge produced on these fields and their cultural projections are understood and internalized in a science-fictional and speculative way, forming the basis of her work.
Ülgen Semerci
Ülgen Semerci, lisans eğitimini Montréal, Kanada’da Concordia Üniversitesi’nde resim üzerine tamamladıktan sonra, ABD'de New York Studio School'da resim ana dalında yüksek lisans yaptı. Manzara ve hafıza Ülgen’in pratiğinin merkezindedir. Sanat işlerinin benlikler gibi ilişkiler ağı içerisinde ve vesilesiyle oluşturulduğuna inanır. Çalışmalarında görecelik ve zamansallık gibi kavramları malzeme üzerinden düşünür, katmanlar halinde inşa eder. Manzaraları, içsel ekolojiler ve ötekiler üzerinden şekillenen açık uçlu anlatılardır.
Ülgen Semerci completed her undergraduate education in painting at Concordia University in Montréal, Canada, and completed her master's degree in painting department at New York Studio School in the USA. Landscape and memory are at the center of Ülgen's practice. She believes that works of art are created within and through webs of relationships such as selfness.In her works, she thinks about concepts such as relativity and temporality through materials and builds them in layers. Her landscapes are open-ended narratives shaped by inner ecologies and others.
Yayın Özeti
Kadınlara, bir saldırıyla karşılaştıklarında ‘yardım’ yerine ‘ yangın var’ diye bağırmaları salık verilirmiş. Çünkü yardım çağrısına pek az kişi cevap verirken, yangına tüm mahalle gelirmiş. İklim krizinin en yıkıcı güçlerinden biri olan yangın aynı zamanda insanları bir araya getiren ve seyirci ilgisizliğine müsaade etmeyen bir bulaşıcılığa sahiptir. Yangının belleğine göz gezdiren yayın projesi bir taraftan dünya üzerindeki ilk yangının ağaçla olan ilişkisini ele alırken, öte yandan yangınlardan arta kalan kül ve dumanın hikayesine odaklanır. “Ateş Aldı” hem devasa bir tehdit hem de evrimsel bir yoldaş olan yangının izini sürerken; psikanalitik, mitolojik ve plastik yönleriyle öznel bir haritasını çıkarır.
Women were advised to shout 'there is fire' instead of 'help' when faced with an attack. They say while only few people respond to a call for help, the whole neighborhood lend a helping hand in case of a fire. Fire, which is one of the most destructive forces of the climate crisis, also has a contagiousness that brings people together and does not allow the indifference of the audience. This publication project, which takes a look at the memory of the fire, on the one hand deals with the relationship of the first fire in the world with the tree, on the other hand, focuses on the story of the ash and smoke left over from the fires. "Ateş Aldı" tracks fire, both a colossal threat and an evolutionary companion; draws a subjective map with psychoanalytic, mythological and plastic aspects.